İşgale karşı direnirken monarşiye başkaldıran, okullar, müzeler, hastahaneler yaparak büyüyen, üreten bağımsızlık mücadelesi ile elde edilen kazanımlarımızın 100.yıllı...
Okuduğu kitaplardan çok kazandığı zaferlerin, açtığı müzelerden çok kurduğu fabrikaların konuşulduğu, kitaplar yazan, dil üzerine, tarih üzerine çalışan bir dahinin imkansızlıklar ve sefalet içindeki halkını kurtarma vizyonunun eseri olan Türkiye Cumhuriyetimiz 100 yaşında. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet dağ başındaki köylere okullar yapmış, kadınlara seçme ve seçilme hakkını birçoklardan önce tanımış ilim ve sanat yolunda ilerlemeyi hedef belirlemiş, kutlamalarını çocuklara hediye etmiş, geleceğini gençlere emanet etmiş, kimsesizlerin kimsesi olmayı başarmış eşi benzeri olmayan bir hikaye. Dünyada her milletin, mirasına gıpta ile sahip olmak isteyeceği bu üretken insanı tüketerek kutladığımız bugünler başka nasıl olabilirdi?
29 EKim 2023'ün Ankara'da dünyanın tüm liderlerini Anıtkabir'de Atatürk'ün huzurunda saygı duruşunda durduğu, bunun TRT başta olmak üzere tüm kanallarda aynı anda yayınlandığı, BBC, CNN ve daha bir çoklarının bu görüntüleri canlı yayınladığı Atatürk üzerine tüm dillerde belgesellerin tüm sosyal platformlarda yayınlandığı ülkenin cadde, sokak, ara sokak demeden her yerin bayraklarla donandığı kutlamaların siyasi parti propagandasına dönüşmeden "yurtta sulh, cihanda sulh" sözünün anlamı üzerine insanlığı düşünmeye davet eden, UNESCO'nun Atatürk tanımının yaygınlaştırıldığı bir kutlamlar serisi... Nasıl ki olimpiyat oyunları açılışları tüm dünya tarafından izleniyor, 100.yıla özel bir spor müsabakası serisi ile sesimizi duyurabilir, yıllar önce belirlenen bir sanat direktörü ile tek elden, organize bir şekilde 100 gün 100 gece ülkenin ürettiği her sanat eserinin, bastığı her kitabın, insanlığa sunduğu katkıların hepimize hatırlatıldığı, torunlarımıza gururla anlatacağımız eşsiz bir gün olabilirdi, olamadı.
Türkiye'nin geri bırakılmışlığının tarihinini bilmediğimiz için böyle bir vizyon ortaya koyamadık. Bu kutlamalar o kadar sahipsiz kaldıki tüm devlet imkanları ile muazzam işler yapmak yerine hangi marşın daha iyi olduğunu tartışıyor, yapay zeka ile üretilen Atatürk'ün suretinde olan, özünde ise Atatürk'ün ruhuna ters imgelerle bireysel çırpınışlarla Cumhuriyetimizi kutluyoruz.
Şüphesiz cumhuriyetimiz sahipsiz değildir, ilelebet var olacaktır. Bunun olabilmesi için bu kutlamalarla ortaya çıkan gariplikleri tarihe not düşmemiz gerekir. Seküler seçmeni temsil eden bir partinin ilçe belediyesi arapça şarkı ile, kırmızılar giyen kadınları dans ettirerek Cumhuriyet kutluyorsa, aklı fikri yerinde sandığımız kişiler Selanikli bir yetim olan olan Atatürk'ü spor salonunda vücut yapmış gösteren yapay imgelerle kutluyorsa, çocuklarımıza Atatürk'ü sadece savaşlar ile anlatıyor isek ciddi bir sorunla boğuşuyoruz demektir.
Ülkenin gerçek sorunlarına sesi çıkmayan sermayesinin duygu sömürücü reklamları ile markaların AVM'lerde sıraladığı indirimlerle bu güzel günü kutlamayı red ediyorum. Aşağıda Üreten, ürettiği paylaşan bu güzel insanın mirasını tüketerek kutlamak, ona yapılmış bir saygısızlık gibi geliyor. Aşağıda, Atatürk'ün üretime verdiği önemine tanıklık eden, Fırat Gökdemir'in YouTube kanalından bir video paylaşıyorum
Ülkesini en çok seven işini en iyi yapandır diyerek 97. yıl sırasında aşağıdaki videoyu hazırlamıştım. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu müzeler, müzenin önemi ve müze üzerine yaptığım bu yayın gibi bir yayını 100.yıl için yapmadım/yapamadım. İçinde bulunduğumuz bu histerik hali anlatmaya kalemim, fırçam yetmedi. Kutlama isteğim ile tanık olduğum çarpıklık arasında sıkışıp kaldım. Yazı dağılmaya başladı, farkındayım... izninizle geleceğe birkaç not daha düşerek bitirmek istiyorum
Hepimizi Atatürk'ü anlamaya, eserlerini incelemeye, bize gösterdiği ilim ve sanat yolunda paylaşımlar yapmaya davet etmek istiyorum. Bu başlıkta; 100.yıla en yakışan sonuçlar kadın sporcuların başarılarında geldi. Bartu Bölükbaşı'nın Türk Mitolojisi Atlası 100. yıla en çok yakışan işlerden biri oldu. Tarkan klasını gösterdi adını bilmediğim birçok kişi Cumhuriyet'in ruhuna katkı sunan bir çok eser üretti.
Yıl içerisinde benimde benzer bir çabam oldu. Aşağıda yer alan çalışma bu çabanın eseridir. Bu resim Cumhuriyet'in gerçekleşemeyen, bir şekilde yarım kalan potansiyelini anlatmaya çalışıyor. Şimdi bu resme bakıyor ve yukarıda yazdığım satırları çok erken sezdiğimi, fırçamın bazı şeyleri tasvir etmeye yetmediğini bir kez daha görerek paylaşırken bu yazının bireysel paylaşımlara bir eleştiri getirmediğini, kurumsal duruşların zayıflığına işaret etme amacı olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Çok iyi bir asker, çok iyi bir öğretmen, çok iyi bir yönetici, çok iyi bir matematikçi, çok iyi bir tarihçi, çok iyi bir diyebileceğiniz bir sürü şeyi, kendinde barındıran başka bir insan daha dünya tarihinde olmadı. Onu, ona yakışan bir şekilde anma çabamızda o kadar kimsesiz kaldık ki üzüntümü dile getirmeden edemedim.
Teşekkürler Atatürk ! Halkına eğitimle sahip çıkma vizyonunda olduğun için bugün bu yazıyı yazabiliyorum. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğine ant içen bizlerin kalbinde yapay zeka ile yaratılmış janjanlı görsellerden fazlasın. Çocuklarımıza seni bir imge olarak değil, düşünce insanı olarak anlatmak borcumuzdur.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Saygılarımla
Can Berk Koç
Fevkalade Sohbetler YouTube Kanalı
Comentarios